Son yıllar için popüler sinemada “klasik” ya da akıllarda kalan bir film var mı diye sorsak, muhtemelen biraz düşünmek zorunda kalacaksınız. Titanik, Avatar gibi büyük ses getiren yapımlardan uzak kaldığımız gibi gişeyi daha çok fantastik süper kahraman filmleri domine ediyor. Kısacası uzun süreden beri derin mesajı, felsefesi olan, kitleleri sürükleyen filmlerden biraz uzağız.

Son 5 yıl Oscar, Altın Küre ödül törenlerine giden filmlerde de etki bırakan yapımların azaldığı gözleniyor. Hatta, son iki yılın Oscar’da “En iyi film” ödülünü alan filmler ne seyircileri ne de otoriteleri tatmin etti. Bununla beraber de popüler batı sinemasının karşısına güçlü bağımsız sinema örnekleri çıkmaya başladı.

Açıkçası iyi senaryolu ve güçlü içerikli filmlerin sayısı oldukça azaldı. Bununla beraber cinsel ayrımcılık, ırkçılık ve savaş senaryoları üzerine olan yapımlar tüm film menüsünü kapladığı için farklı açılımlar beyazperdede yer bulamıyor.

Modern dünyanın tüketim hızı ve sanal dünya içerikleri, yaşantılarımızı etkilediği kadar, sanat üretimini de derinden etkiliyor. Güçlü içerik üretimine tüm alanlarda olduğu gibi sinemada da daha çok ihtiyaç duyacakmışız gibi duruyor.

YORUMLAR