Bir “James Bond” filminden beklentiyi sorsak çoğunluğun cevabı aksiyon, güzel kızlar ve arabalar olurdu herhalde. Belki de bu yüzden Daniel Craig’in oynadığı son Bond filmi olan “Ölmek için zaman yok” bir nebze hayal kırıklığı yarattı.
Salgının aşı dönemiyle biraz hafiflediği ve sosyal yaşamın hareketlendiği, 1.5 yıl aradan sonra sinemaya gidilmeye başlandığı bu dönemde, bir Bond filminden çok daha büyük bir gürültü koparmasını beklerdik.
Daniel Craig’in sarışınlaştırdığı, daha fazla insani yönlerini gördüğümüz Bond karakteri, son filmde aile vurgusu ve aşırı duygusal halleriyle temsil ettiği akımdan uzaklaşıyor gibi. Aksiyon ve güzel kadınlar tarafında tam hedeften vuran film, duygusal çatışma vurgularında gücünü kaybetmiş duruyor.
Yönetmen Fukunaga tercihi her ne kadar karakterin bu yönlerini çıkartacak bir tecrübeyi getirse de kurgunun karmaşıklığı, Rami Malek dışında oyunculukların da vasat olması hikayeyi anlamayı zorlaştırıyor. Müzik tercihi olarak da son dönemlerin popüler yıldızı Billie Eilish ile bir Adele etkisinin yaratılaması da filmin üzerindeki kasveti arttırıyor. Oysa ki Eilish bu kapsamda olabilecek en iyi seçenek gibi duruyordu.
Her şeye rağmen Daniel Craig vedasını bol aksiyonlu sahneler ve fit vücuduyla görkemli bir şekilde yapıyor. Yeni Bond’un kim olacağı merak edilirken, seri için de bir Adele etkisi yaratacak imza müziği bulmak önemli olacak.
İki yıl geciken Bond finalini hala izlemediyseniz, Craig’in vedası için yine tabi tüm önlemleri alarak sinemada görmeye değer!
