Her duygu gibi “umut” da paylaştıkça çoğalıyor…

“Umut Işığım” filmi ile gündeme gelen ve insanı insan yapan en temel duygulardan biri olan umut için kişisel gelişim programlarının ana vatanı olan Amerika’da bir çok araştırma yapılıyor, kitaplar, makaleler yazılıyor hatta filmler çekiliyor. Bu yayınlardan birinde Daniel Goleman, “Duygusal Zeka” adlı kitabında T.Berry Brazelton tarafından yapılan bir deneyden bahsediyor:

Sekiz aylık bir bebeğe iki küp verilir ve bu küpleri birleştirmesi istenir. Hayata umutla bakan, yeteneklerine güvenen bebek, bir küpü alıp ağzına götürür, saçına sürer, masanın kenarından iter ve yerden tekrar alıp kendisine verip vermeyeceğinizi izler. Alıp verirseniz, ondan istediğiniz işi tamamlar, yani küpleri bir araya getirir. Sonra da size beklenti dolu parıldayan gözlerle, “hadi bana ne kadar mükemmel olduğumu söyle” dercesine bakar.

Çok fazla çıkarım yapılabilecek bu deneyde, umudun verdiği güçle hayatta yeniden başlayabilmek her zaman mümkün. İnanç, emek ve yakınların sevgisi, bir insanı en dipten en üst noktaya çıkartabilir. Yeter ki Pandora’nın kutusundaki tüm olumsuzlukların dermanı olan ‘umut’, hep insanın içinde saklı kalsın.

YORUMLAR